zombi günlüğü- I
Benim için sıradan bir gündü, kalabalık bir zombi grubuyladım, canlıyken de geldiğim sevdiğim bir caddede bekliyorduk. Uzun süre hareket etmeden bekledik, kimse gelmedi kimsede gitmedi. Canım yemek birşeyler istiyordu, bütün grup açtık bu yüzdende homurdanıyorduk ama beyinlerimizin bir kısmı çürümüş olduğu için aklımızada bunun için bir çözüm gelmiyordu. Öğlene doğru güneş kızdırmaya başlamış, beklmek iyiden iyiye sıkıcı hale gelmeye başlamıştı. Bu arada ben sabahtan beri sürünün içinde ki yırtık kırmızı bluzlu kıza bakıyordum zombi zombi, o farketmemişti öğlene kadar. Beni farkettiğinde öğlen 1 e geliyordu, bana baktı, bende baktım homurdandı, elimden homurdanmaktan başka bişey gelmedi, gülemiyordum, yüz kaslarım hareket etmiyordu. Bu esnada köşeden canlı bir kız koşarak geliyordu,koşarkende arkasına bakıyordu sürekli, bir anda kendisini bizim aramızda buldu. Diğerlerini bilmiyorum ama benim niyetim iyiydi, buralarda yemek yiyecek biryerler olup olmayacağını soracaktım. Sağa sola bakıp bağırmaya başladı, bizde garip garip sesler çıkardık. Kız ağlamaya başlayınca yanına gidip teselli etmeye çalıştık, yaklaşık 2o kadar zombiydik. Zavallı kız kalp krizi geçirdi o an ve öldü. Valla ölene kadar dokunmadık, baktık homurdandık. Beynimizin tamamı çalışmıyordu belki ama kızın ölmemesinin suçlusu bizdik, bunu telafi etmeliydik... Onu ısırırsak anlanacağını biliyorduk, bu fikir hepimizin aklına birden gelmişti sanırım. Hepimiz birer ikişer ısırık aldık. Kız birkaç dakika sonra ayağa kalktığında pek güzel bir zombi olmuştu, biraz fazla ısırık alınmıştı ama iyi işti... Karnımızda biraz doymuştu, aç gözlü değiliz, hemen kalabalık ortamlara aktık.